Sorular ile Gelişmek başlıklı bir blog yazısı yayınlamış, kişisel gelişimimizin cevaplarının bizlerde saklı olan cevaplarda olduğuna değinerek Etkili Sorular motto kartlarına kısa bir giriş yapmıştım.
Koçluk ve Sorular
Kolayı tercih etmek insanın doğasında olan ve çoğunluğun tercih ettiği bir yaklaşım ne yazık ki. Bu yüzden olsa gerek, bulamadığımız cevaplar için bize akıl verecek ve bizi yönlendirecek kurtarıcılar ararız.
Koçluk; sizin yerinize birisinin cevapları bulması ve size akıl verilmesi süreci değildir ne yazık ki. Koçluk süreci; sizin kendi öğretiniz ve yaşam tecrübeleriniz ışığında, cevaplarınızı oluşturmanızın desteklenmesi sürecidir.
Beşgen Teorisi başlıklı blog yazımda kendi sürecime kısaca değinmiştim.
Atalet sizi kuşatıyor ve harekete geçmekte zorlanıyor musunuz?
Sizin için “A” şıkkının en ideal olduğunun dile getirilmesi durumunda ne yaparsınız? Dile getiren hakkında ne düşünürsünüz? Başkaları adına verdiğiniz kararlarda tarafsız bir tutum sergilediğinizi söyleyebilir misiniz?
Arzuladıklarınız sizin için olumlu sonuçlar üretirken, başkaları için olumsuz sonuçlar üretiyor olabilir mi?
Size; ne olduğunuzu ifade ettiren koşullar anbean, günbegün değişmiyor mu?
Düş kırıklıklarınızı en çok nerede yaşadınız? Beklentileriniz, alışkanlıklarınız ve tekrarlar ile bezediğiniz güvenli alanınızda mı?
Sahip olamadığınız bir deneyimin sizin hayatınızda, sizin için ne değeri olabilir?
Küçük bir Kibrit’in alevi, bir Orman ve o Orman’a bağlı tüm yaşamları etkileyebilir değil mi? Sizin Aleviniz! … ?
Zenginleşmek; Sizin için neyi ifade eder? Eylemlerinizi yöneten nedir? Sahip olduklarınız !.. Sahip olmadıklarınız !..
Sizi; arzuladığınız noktaya ulaştıracak en önemli adımınız hangisidir?
Bir arayış halinde iseniz, kaybettiğinizi düşündüğünüz ŞEY nedir?
Zihninizde bilgiye yer kalıyor mu? Sizinle kim meşgul oluyor? Sizin yerinize kim hayal kuruyor?
A yılında, B şehrinde doğmuş olmanız; C okullarında okuyup, D sertifikalarınızın olması; E kurumunda, F pozisyonunda olmanız; G ile evli ve H çocuğunuzun olması; Sizi tarif eder mi?..
Bilmek Yapmak Yaratmak Keşfetmek Bu dörtlü için neye ihtiyaç duyarsınız?
Bilmeyen !!! Bilmediğini bilmeyen !!! Hangisini daha kolay etkileyebilirsiniz? Çevrenizde hangisinin olmasını tercih edersiniz?
İç dünyanızı gösteren bir aynanız olsa… Neleri kontrol edip, düzeltmelerinizi yaparak dışarıya çıkmayı tercih edersiniz!!?
Zihninize güvenir misiniz? Zihniniz sizi; düşünme, sorgulama ve araştırma meziyetlerinizden uzaklaştırıyor olabilir mi?
En uzun gece bile, güneş’e mağlup olurken; Güneş için gece’nin bir anlamı var mı !!?
Keskin bir bıçağa sahip olmanız, pürüzsüz kesimler yapabilmeniz için yeterli mi?
Bir şeyin var olabilmesi için, O şeyin geleceği birisinin var olması gerekir. Var mısın?
Bir çiçeğin; Olduğu halinden farklı görünmek için çaba sarf ettiğini söyleyebilir misiniz?
İstek ve arzularınızı hayata geçirmeniz engelleniyor mu?
Sizin için özgürlük neyi ifade ediyor? Hayalleriniz ile daha da mı özgürleşiyorsunuz?
Maddi ve manevi dünyalarınız arasında bir köprü inşa edecek olsanız; ne kullanarak inşa edersiniz, geçiş bedelini ne olarak belirlersiniz?
Tanımlanmış imgeler ve roller ile şekillendirdiğiniz dünyanızda, bugünden yarına, neler sizin kontrolünüzde?
“Anlat bana, esir, seni bağlayan kimdi?”
Kimimiz; Sadece Ben diyebilmenin “Gurur”u ile yaşamayı önceliğine alırken,
Kimimiz ise; Ben’i bilmenin bilinci ile “Onur” ile yaşamayı önceliğine alıyor…
Sizin dünyanızın; LİDERİ KİM? Şeyler mi? Bağlar mı? Kişiler mi? SİZ mi?
Kendinizi; Yapmanız gerekenler ile Yapabilecekleriniz arasındaki kaybedeni belli olan çatışmaya, kurban ediyor olabilir misiniz?
Olgunlaşmamış bir meyveden beklediğiniz tat nedir? Ham halinde dalından koparılıp, yapay bir şekilde olgunlaştırılan bir meyve beklentilerinizi ne ölçüde karşılar? Kalıcı bir değer yaratmak için ihtiyacınız olan nedir?
Kendinize; bir anıt inşa edecek olsanız, Her şeyden çok daha kalıcı olacak ne inşa edebilirsiniz?
Duyduklarınızı, gördüklerinizi ve okuduklarınızı algılayan hangimizin zihni? Yargıyı oluşturan algınızın sahibi kim?
Huzura neden ihtiyaç duyuyorsunuz? Sizi mutsuz eden nedir?
Ayna, ona bakanın yansımasını gösterir değil mi? Bakılan ayna lekeli bir ayna ise; ona bakanların ortak noktaları, yansımalarında gördükleri leke midir?
Unutulmaz anlarınızı bir düşünün; belirginliğin içinde bir rutin an mıydı, yoksa yolculuğunuz esnasında spontane gelişen bir an mıydı?
Algınızı ve farkındalığınızı berraklaştırmak için zihninizde en son ne zaman temizlik yaptınız?
Yapma, bırak, sakın, terk et, vazgeç, feda et, direnme, kabul et, aldırma, işine bak, vb… Size bu tür söylemler ile yaklaşan kişiler hakkında ne düşünürsünüz?
Yaşadığınız Dünya’nın bir parçası mısınız? Yaşadığınız Dünya yoksa size mi ait? Peki siz kime aitsiniz?
Şimdi’yi farklı kılan nedir? Bugünü yaşayan siz, yarına aynı SİZ olarak mı uyanacaksınız?
Farz edelim rahatsızlandınız ve/veya farklı bir sebeple hastahane’ye gittiniz. Duygu ve düşüncelerinizde, ruh halinizde bir değişim oluyor değil mi?
Bir sonraki an’da neler ile karşılaşacağınıza ne kadar hakimsiniz? Hakim olamadığınız bir alan, size nasıl bir çare oluşturabilir?
Arzularınız ve Korkularınız ile oluşturduğunuz hücrenize kendinizi hapsetmediğinizden emin misiniz?
Siz’i yöneten hangisi? Siz hangisini yönetiyorsunuz?
Perdede izlediğiniz film de bir ışık yansıması olduğuna göre; Fener’in ışığı, seyrettiğiniz filmin akışında bir değişikliğe neden oldu mu?
Sizi ıslatmayan bir yağmurun, yaşamınıza etkileri nelerdir?
Onun gibi olabilmek için çabaladınız, emek verdiniz değil mi? Bu çabalarınız ve emeğiniz aynı zamanda sizi; kendinizden ve kendiniz olmaktan uzaklaştırmıyor mu?